Bir salgın haline geldi. Birçok Türk kâh tur şirketleriyle, kâh kendi tekneleriyle Ege adalarını dolduruyor. Aslında bunlar daha iyi zamanlarımız. Çünkü bizim turizmcilerin “Sezonumuz iki ay” deyip kimi tutarlarsa kazıklamaları yüzünden birçok kişi çileden çıkıyor.
Her yaz tatilini Midilli’de geçiren bir dostuma sordum: “Niye Türkiye’de değil de Midilli’de tatil yapıyorsun” diye. Verdiği cevap ilginçti: “Bize çok benziyor. Deniz aynı deniz, zeytin aynı zeytin. Ama ben asıl benzemeyen yönleri için geliyorum. Öncelikle çok ucuz. Esnaf güler yüzlü. Kazıklanıyorum duygusuna kapılmadan rahatça tatil yapıyorum” dedi.
Bizde maalesef tatil yöreleri 2-2,5 ayda servet değerine ulaşan kiraları karşılayıp kalan 10 ay için para kazanmaya çalışan esnaflarla dolu. En önemli turizm merkezimiz diyebileceğimiz Bodrum kalabalıktan yürünemeyecek gibi. Oteller ortalama bir Türk turiste göre pahalı. Hele sezonda. Lokantalar bırakın oturup bir şeyler yemeyi neredeyse önünden geçmeyi bile korku filmine çevirecek kadar fahiş fiyatlı.
Dostumun anlattığına göre 4 kişilik ailesiyle lüks bir deniz ürünleri lokantasına gitmişler. Kuş sütü eksik bir masa için ödenen ücret 39 Euro. Yani 160-170 lira. Böyle bir masa Bodrum’da kaça kurulur dersiniz? Size söyleyeyim en az bin lira.