Önce “Plaza adamları” yazmıştım. Sonra farkına vardım ki yanlış yapıyorum. Hemen düzelttim. Neyse, bu başka bir tartışma konusu.
Siz hiç öğle tatilinde özellikle finans kurumlarının bulunduğu plazaların önünden geçtiniz mi? Geçenler iyi bilir. Herbiri lacivert takım elbise giymiş, beyaz gömlekli, sıkı boyun bağlı, temiz ayakkabılı fit erkekler ile, sabah kuaföre gidilip fön çektirildiği belli saçları, özenli yapılmış makyajları, etek-ceketleri, kaliteli ayakkabılarıyla kadınlardan oluşan bir kalabalık kapı önüne akın eder. Öğle yemeğine çıkıyorlardır.
Temelinde bizim insanlarımızdır. Bizim gibi kokoreç severi de vardır, tavla oynayanı da. Ama ilk bakışta başka bir ülkede gibi hissedersiniz kendinizi. Aşırı rekabetçi bir ortamda, rakamların dünyasında kendilerine yer açmaya çalışırlar. Onların yaşadıkları yer bizimle aynı ülke olabilir. Ama mesai saatleri içinde bizden farklı bir gerçekliği yaşarlar.
İşte bu genç insanlar ve tabii onların müdürleri yön verirler ekonomiye aslında. Onlar, doların ne olması gerektiğini, borsanın durumunu, faizlerin geleceğini hesap ederler. Siz istediğiniz kadar reel ekonomide bir sanayici olun veya bir market sahibi. Sizin ile ilgili şeyler onların önüne gelir.
İstediğiniz krediyi alıp alamayacağınıza, ev sahibi olup olamayacağınıza, arabanızı değiştirip değiştiremeyeceğinize, tasarrufunuza ne kadar faiz alacağınıza karar verirler.
Hani, banka memuru size “Genel Müdürlüğe yazdım cevap bekliyorum” der ya, bilin ki onlardan birinin önüne gelmiştir tüm umutlarınız.
Onlar da geçim sıkıntısı çekerler, onlar da aşk acısı. Ama masa başına oturduklarında tek amaçları başarı puanlarını yükseltmek, kurumlarına daha fazla para kazandırmaktır. Bir bakıma doğrusu da budur.
Üzerlerindeki giysiler, detaylı incelenince değişik görünse de tek tip üniforma gibidir. Sanki o zırhın içinde parlak şovalyelerdir onlar.
İşte bugünlerde, dolar, Avrupa Birliği, terör vs. konuşuyoruz ya. İşte o plazaların steril odalarında karar verilir aslında. Türkiye’de böyledir, Amerika’da veya Londra’da. Hepsi aynı gizli klanın üyesiymiş gibi tek tip giyinirler, aynı rakamlara bakıp benzer karar alırlar. Kurumlarına para kazandırmak için açık nokta ararlar.