Şemsi Denizer’i gençlere anlatmak lazım. Bir dönem Türkiye gündemine damgasını vurmuş bir hareketin liderliğini yapmıştı 1991 yılında.
Genel Maden İş Sendikası’nın Genel Başkanı olduğu zaman on binlerce işçi ile birlikte Zonguldak’tan Ankara’ya yürümeye başlamıştı. Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanlığı’na çıkıp Yıldırım Akbulut’un Başbakan olduğu zamanlar.
Gazeteler hep ondan bahsederdi. Zonguldak’ta Ecevit’e karşı milletvekili adayı bile oldu, seçilemedi. Sonrasında Türk-iş Genel Sekreteri oldu. Zonguldak Spor Kulübü Başkanlığı da yaptı.
Sevilen bir adamdı. Hızlı yaşadı. Ölümü de hızlı oldu. 1999’da 48 yaşında evinin önünde eski koruması tarafından öldürüldü. Katil 13 kurşun sıkmıştı. Başına 6 kurşun, vücuduna da 2 kurşun isabet etti. Ruhsatlı silahı ile kendisini korumaya çalışmış ama başaramamıştı. Katili Cengiz Balık muhtemelen şimdi serbest bir adam. Kanunen cezasını çekti.
Denizer, Vatan Şaşmaz’ı öldürüp intihar eden Filiz Aker ile bir kez daha gündeme geldi. Filiz Aker’in ailesi ve yakın çevresinden her biri farklı bir portre sunuyor bizlere.
Kimi Vatan’a aşık bir kadını, kimi yalnız bir insanı anlatıyor. Kimine göre Amerika’da evi var, kimine göre ise kirada yaşıyordu. Ama hepsinin açıklamalarındaki ortak nokta Filiz Aker’in lüksü ve dikkat çekmeyi sevdiği. Ve yine anlaşılıyor ki Filiz Aker hatırı sayılır bir serveti bitirmişti. Şaşalı günlerin sonuna gelmişti.