22 yaşında polis memuru. Mesleğinin başında. Çevik Kuvvet’de görevli.
Birden bire tek başına Rus Büyükelçisine’ne suikast düzenlemeye karar vermiş. Öyle mi? Hiç zannetmiyorum.
Siyah takım elbisesini giymiş. Siyah kravatı ince. Traşını olmuş. Saç kesimi özenli.
Polis kimliğini göstererek içeriye girişi, Büyükelçi’nin arkasında duruşu, soğukkanlı bir biçimde silah kullanışı, attığı sloganlar ve sonrasında yaşananlar.
Hepsi belli ki prova edilmiş. Hepsi milimi milimine programlı.
Sıradan bir sergi açılışı. Gazeteciler için bile ikinci öncelikte bir haber takibi. Nereden öğrendi? Belli değil.
Amaç:
Temel amacı belli. Türkiye’yi karıştırmak. Türk-Rus ilişkilerini baltalamak. Güvensizlik oluşturmak. Ama dolaylı amaçları da var. Hareket biçimi olarak FETÖ’nün tarzı değilmiş gibi duruyor. Ama FETÖ çok yüzlü bir örgüt. Her kabın şeklini alabildiklerini biliyoruz. Hele son zamanlarda çaresiz kalmaları intihar eylemine yöneltmiş olabilir. Arkasından çıkarlarsa hiç şaşırmam.
Ama olaya içsel olarak baktığımızda FETÖ kumpasına benziyor. Çünkü onlar sağ gösterip sol vururlar. İyi kurulmuş kumpaslarında direkt etkinin yanı sıra endirekt etkileri de hesaplarlar. Bu bakımdan onlar olabilir mi? Pekâlâ da olabilir.
Bu sarsıcı suikastın ardından başka bir oluşum çıkabilir mi? O da mümkün. Suikastın ardından Türk yetkililerin açıklamalarında FETÖ vurgusunun pek görünmemesi belki de bunun işareti. Veya tam tersi bir özen işareti. Acele edip iyice soruşturmadan yanlış bir açıklama yapmama gayreti.