Bu yıl tam 3 buçuk milyon kişi devlet memuru olabilmek için KPSS sınavına girdi. Neredeyse küçük bir ülke nüfusu kadar. İki ana sebebi var. Biri duygusal, biri fiziksel. Duygusal çünkü KPSS sınavlarında hile yapıldığı öyle ya da böyle herkes tarafından seziliyordu. Tam olarak adı konulmasa bile “Nasılsa hakkım yenecek” duygusu iş arayan insanları sınavdan uzak tutuyordu. Şimdi iyice ortaya çıktı ki, gerçekten bu doğruydu. Müslüman olduğunu iddia edip ‘kul hakkı yiyenlerin’ aradan çıkması ilgiyi arttırdı. FETÖ’ye darbe vurulması belli bir rahatlama sağladı.
Bir de fiziksel yönü var ki, bana göre daha da derin. Herkes devlet memuru olmak istiyor. Çünkü bu işi en garanti meslek olarak görüyor.
Özel sektörde iş bir var bir yok. Bir şirkette işe girdiğinizde başınızda dev bir balta sallanıyor demektir. Başarılı olmak zorundasınız, dişe diş mücadele etmek şart. Yalnızca kurum içi değil, sektörünüzde de rakiplerinizle boğuşmalısınız. Maaşınız şüpheli, kıdem tazminatınız şüpheli, sigorta priminiz yattı mı yatmadı mı? Patronun keyfi yerinde mi değil mi? Yıllık kotalar dolduruldu mu doldurulmadı mı? Yaşınız 40’ı aştı mı yerinize genç birilerini alırlar mı acaba? Tahsilât sorunlarından, dünya ekonomisine kadar her şey sizi etkiler.
Bu sorular bir yandan eve ekmek götürmeye çalışırken diğer yandan cevaplamanız gereken hayati önemde sorular.
Hâlbuki devlet memurluğu öyle mi, bir kez girdin mi, ömür boyu garanti iş. Her cumartesi, pazar tatil. Senede 30 gün izin. Bayram-seyran keza. Yasal güvencesi her yönden sağlam. “Ay başında maaş alabilecek miyim?” kaygısı yok.
Bu nedenle tam 3 buçuk milyon kişi sınava girdi. En çok da 36-40 yaş arasındakiler. Bu yaş aslında insanların belli bir mesleği en az 10 yıldır yapıyor olması gerekir. Eğer zaten 36 yaşına kadar bir mesleğe girmeyip, eli ekmek tutmuyorsa maalesef yapacak bir şey yok. 36 yaşına kadar bir iş yapmayıp “Bari devlet memuru olayım” demek hiç de mantıklı gelmiyor.