FETÖ’nün para toplama sistemini artık iyice biliyoruz. Öncelikle “Himmet.” Örgüt elemanları veya örgüt tarafından işe sokulanlar maaşlarının bir kısmını veriyorlar. Evlilerde yüzde 5, bekarlarda yüzde 10. Genellikle karı koca FETÖ’cü oldukları için daha kafadan yüzde 10 kâr ediyorlar.
Onun dışında bağış yapanlar, bir işlerinin halledilmesi için rüşvet tadında “Hayır işleyenler”, Bank Asya’ya destek için para yatıranlar. Bunlar tamam.
Ama bu perdenin bir de diğer tarafı var. Onlar da FETÖ’den para kazananlar, para alanlar, avanta sağlayanlar. Ya onlar ne durumda?
Mesela FETÖ’cü örgütlenmenin desteği ile devlet ihalesi alanlar ne olacak? Bu ihalenin belli bir kısmını örgüte aktaranlar yani. Halkı soymak işin bildiğimiz kısmı. Ya devlet soyulurken buna destek çıkanlar?
Acaba hangi şirketler satın alma komisyonlarındaki FETÖ’cülerle irtibat kurup hakları olmayan ihaleleri haksız bir biçimde aldılar? Acaba hangi şirketler üç liralık bir işi 10 liraya yapıp kârı FETÖ ile paylaştı? Aslında bulması kolay. Tersten gitmek lazım. Tespit edilen FETÖ’cü şirketin faturalarına bakılsa kimden ihale aldıkları ortaya çıkar. Sonra da bu işi onlara kimin, hangi komisyon üyelerinin verdiği bulunur. Al sana devasa bir hortum zinciri.
Mesela, zamanında FETÖ’cü olduğu açıkça belli olan kişilerin yönettiği kimi TRT kanallarına kimler ‘prodüksiyon’ yaptı? Kimlerin projeleri daha örgüt “Cemaat” olarak adlandırılırken yani “Hizmet” adı ortada yokken ‘hizmetten’ şifresi ile denetlenmeden kabul edildi? TRT ile çalışan, doğru-dürüst işler yapan gazetecileri, kimler kendi adamlarının önü açılsın diye FETÖ’cü yayın organlarında hedef gösterdi? Operasyon hedefi yaptı. Ekmekleri ile oynadı.