Dünyanın yeni dengelerini arayan küresel güçlerin bir hedefi, bizi teyakkuza zorluyor: İstikrarsız Türkiye...
Dışımızdaki planlamaların ipuçlarını elde etmiş durumdayız, 15 Temmuz sonrasında yaşadığımız bir ay ve 16 Nisan’dan 2 ay önce başlayan gelişmeler zinciri bize çok önemli kriterler de verdi.
16 Nisan sonrasında ortaya çıkan tablo, “tamam artık bu meseleyi de atlattık, artık önümüze bakalım” dediğimiz an, oyunun kendini tekrarlayan yapıda olduğunu gösterdi.
Bu, vahimdir...
Anadolu-Trakya coğrafyasında yaşayan insanların emperyalist saldırıya açık olduğunu, kendi yaşam hedeflerinin yanında, milli var oluş için de yoğun mücadele etmeleri gerektiğini ortaya koymaktadır.
Zorlu ve yorucu bir süreç... Belli ki, emperyalizm, 100 yıl önce üstün silahlarıyla savaş alanlarında iradelerini kırmaya çalıştıkları hedef ulusları, bugün, uzun, sabırlı fakat ısrarlı bir süreçte diz çöktürmeye çalışmaktadır.
Bu süreç, seçilmiş bir medya kuruluşunda “yayınlatılan” bir makalenin içerde işaret fişeğine döndüğü, sosyal medya üzerinden beslenerek bütün bir sistemin üzerine çullandığı bir süreçtir...
Artık sosyal medyadaki hedefi belli bir mesaj, Tomahawk füzesinden daha yüksek tahrip gücüne sahip bir silahtır.
Kılıçdaroğlu’na minik bir uyarı
Fikir hangi mahfelden kaynaklanmıştır şu an için bilemem ama Türkiye’de sokağın CHP gibi bir parti üzerinden “hareketlendirilmesi”, zaman içinde önce CHP’nin tasfiyesine yol açar.
Hayır, konunun hukuki yönünden veya bu partinin siyasi meşruiyet dışı unsurların baskısı altında kalma riskinden söz etmiyorum.