“A Plan”larını biliyorduk, bilerek o büyük riske girdik. Erdoğan, hükümet, Bahçeli ve TSK, Suriye üzerinden gelen “kışkırtma”nın muhtemel başarısızlık halinde omuzlara yükleyeceği ağır faturayı bilerek cumhuriyet tarihinin en anlamlı harekatının altına imza attılar.
Amaçları, 15 Temmuz’da “silkelediklerini” sandıkları ordunun, Fırat Kalkanı’nda batağa saplanması, doğacak kaos ortamında ise “yarım kalan darbelerinin” tamamlanmasıydı. “Ne işimiz var El Bab’da” lafının yüksek beklentili perde arkası budur. El Bab’a giren o Mehmetçik var ya, 15 Temmuz işgal girişimine atılmış ikinci tokattır!..
İki de bir Orgeneral Akar ile uğraşmalarının, daha dün içinden çıkmış bir cuntayı emir-komuta zinciri içinde alt etmiş orduyu siyasetin içine çekmeye çalışmalarının nedeni budur.Meşru siyasi otorite ile asker arasında fay hattı oluşturacak, doğacak kaos ortamında ise yeni bir hamlenin yolunu açacaklar, olmayacak, çünkü hedeflerini ve planlarını biliyoruz.