Kendisiyle son Sovyet lideri Gorbaçov’un sözcüsü sıfatıyla İstanbul’a geldiğinde akşam yemeğinde buluşma şansı yakalamıştım. Yemekteki, “Komünist Partisi olarak ana hedefimiz dünyayı komünist kılmaktı ama bir kararımızı burada söylemek isterim, bir tek Türkiye’yi komünist yapmama kararı almıştık” sözleriyle başlayan esprisini asla unutmam. Hemen “niye” diye sorduğumda, “E, birisinin mal ve hizmetlerin piyasa fiyatlarını belirlemesi gerekiyor” diyerek cevaplaması sıradan bir espri değil, Sovyet sisteminin dağılmasına yol açan ekonomik çöküntünün de özeleştirisiydi…