Kore yarımadasının kuzeyinde yaşayan bir deli var, adı, Kim Jong-un. Garip bir ülke Kuzey Kore... Dünyanın en katı diktatörlüğü olarak anılan, “önce ordu” ilkesiyle yönetilen bir devlet. 25 milyon nüfusu var, ordusu, 1 milyon 200 bin personeliyle Çin, ABD ve Hindistan’dan sonra en kalabalık ordu!.. Ordu istediği an 9.5 milyon personele çıkabiliyor!.. 9 bin kilometre menzilli balistik füzelere ve nükleer silaha sahip...
Ülke, bütün kaynaklarını silahlanmaya yatırınca 1995-1998 arasında açlık yaşadı, 2.8 milyon insanın bu açlıkta öldüğü tahmin ediliyor. Günümüzde de nüfusunun yüzde 28’i açlık sınırında yaşayan, az beslenme ve kölelik düzeyinde yaşam koşulları nedeniyle nüfusu düzenli olarak gerileyen bir talihsiz insanlar ülkesinden söz ediyorum, daha ne anlatayım...
Ülke diktatörünün tek bir hedefi var, Amerikan yönetimi tarafından adam yerine konulup, görüşmek... Geleneksel destekçileri belli: Çin ve Rusya... Amerika’yı kaşımak için berbat bir nükleer oyun oynuyor, son marifetini dün yaşadık, bu kez “hidrojen bombası” patlattı!..
Bombaları küçülttüğünü, balistik füzelerine yerleştirebileceğini de söylüyor. İnsanlık açısından berbat bir durum, düşünün, Hitler’in hidrojen bombası olduğunu...
En yakın dostu, İran
Kuzey Kore’nin başkenti Pyonyang’da büyükelçilik açmış bölge ülkesinin İran olması tabii ki tesadüf değil. İran ve Kuzey Kore, “Amerikan düşmanlığı zemininde” el sıkışmış “doğal müttefikler...” İlişki, 1979 Humeyni Devrimi sonrası başladı, İran-Irak Savaşı’nda Kuzey Kore, İran’ın bir numaralı silah kaynağıydı...