Suriye’de halkına karşı kimyasal silah kullanan bir diktatörü “başkan” tutabilmek için kanlı rejimle ittifak kurarak Kürt halkına ihanet eden bir siyasi hareketin Türkiye’de başlıktaki slogan ile 80 milletvekili çıkarması üzerinde durulması gereken bir konu.
Araştırmayı siyaset bilimciler mi, yoksa Freud’un günümüzdeki talebeleri mi yapacak, o ayrı bir tartışma konusu.
Sözüm, HDP’ye oy veren seçmene değil...
Derdim, memleketin batısında oligarşik vesayet döneminin rantıyla bugün de tuzu kuru yaşayan hatta, gerilla kamplarına kadar gidip, sakın silah bırakmayın vaazları veren kesimle... Aralarında TSK’nın hava harekatlarında sivil Kürtleri öldürdüğünü dünyaya duyurmaya çalışan da var, onu,Gezi Parkı olaylarında “Annelerin kucaklarından çocuklarını alıyorlar” çığlıklarıyla tanımıştık, yalan çıktı!..
Dikkat edin, artık bunlara tek tek yanıt vermekten uzaklaşıyoruz, çünkü, işimiz giderek bir psikiyatri kliniği yöneticiliğine dönüştü, idare ediyoruz...
Ama delilik bulaşıcı... Tetikliyor... Şizofreni hastalarını yakın tanımıyorsanız, kendi ruh alemlerinden uydurdukları “ikinci gerçekliğe” ilişkin yalanlarını gerçek sanıp bir olay karşısında durum almanız yüksek ihtimaldir... Algılarınız şaşabilir, yaşama dönük kararlarınızda çok büyük sarsılmalar olabilir...
Oysa yaşam gerçekler üzerine kurulur
Yaşam basit gerçekler üzerine sürüp gider, sanrılar değil.
Mesela, cumhurbaşkanının halk tarafından seçildiği bir ülkede, bir şahsı başkan yapmamanın tek ve meşru yolu, karşısına, en fazla yüzde 49 oy alabileceği güçte bir aday çıkartmaktır. Bunu yaptığınızda ve kendi adayınız en az yüzde 51 oy aldığında, söz konusu kişi başkan olamaz...