Tehlikeli bir adamdı. Sovyet işgaline karşı Afganistan zeminli vekalet savaşını başlatıp bugün DEAŞ’a kadar varan ne idüğü belirsiz “silahlı radikal dini hareketin” örgütleyicisi oldu, İran’ın, Humeyni Devrimi ile yapılanmasının da önünü açan isimdi. Son güne kadar, temelinde imzasının olduğu El-Kaide ve İran rejiminin yaptıkları konusunda da pişmanlık duymadı.
Türkiye açısından önemi, 12 Eylül darbesinin arkasındaki gizli isim olmasıdır.Yakın çalışma arkadaşı Paul Henze üzerinden etkileri bugüne kadar uzanan bir dizi vesayet müdahalesinin mimarıydı. Zbigniew Brzezinski 89 yaşında öldü. Şimdi sözü, Star’da 8 Nisan 2012’de yayınlanmış “12 Eylül duruşması: Brzezinski tanık çağrılmalı” başlıklı yazının o satırlarına bırakmakta yarar var.
Türkiye’nin kaderi: Guadeloupe Zirvesi...
(...)Dönüp arşivlerime baktım. Henze ile ilk söyleşimi 18 Ekim 1983 tarihli Tercüman Gazetesi’nde yayınlamışım. Devamında, Türkiye ile en az Kafkasya ve Etyopya kadar ilgili bu “ilginç kaynakla” bir kaç kez daha söyleşiler yayınladım. Sonuncusu 1988’de Güneş gazetesinde yer aldı. İlk söyleşide Papa’ya suikast olayını değerlendirmiştik, sonuncusu Afganistan’da o sırada sürmekte olan Sovyet işgali ve yükselen Müslüman Mücahid direnişinin zamanla Orta Asya’ya etki yapıp yapmayacağına dönüktü.