16 Nisan referandumunun verdiği sonuç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2014 cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı oy oranını işaret ediyor…
MHP içinde yaşatılan çalkantılar…
Kendi partisi içinde “ikna olmamış”ların kenara çekilmesi…
AK Parti tabanında 7 Haziran seçiminde ortaya çıkan yüzde 9.5’luk “gitmeye hazır” kesim…
…Ve karşılaşılan devasa algı operasyonu, iç-dış mihraklar ittifakı…
Erdoğan zaman zaman yalnızlığından söz ettiğinde bunu bir “siyasi fantezi” unsuru görenler olabilir, ama ortaya çıkan tablo bu gerçeği işaret ediyor…
2010 yılından itibaren FETÖ tehdidini gördüğünde bunu en yakınlarına bile anlatamamanın zorluğunu yaşadı, sonu, 15 Temmuz ihanetine kadar vardı.
PKK ile mücadelenin bırakın Hakkari’nin dağlık kesimlerini, Münbiç kıyısına kadar ulaştığı bir dönemde kararlılığını sergiledi, kamuoyu izlemekle yetindi…
Bütün bunlara 15 yıllık bir iktidarın AK Parti teşkilatlarına kazandırdığı “şişman kedi” sendromu da eklenince, tablo açıktır: Referandumun “evet” hanesindeki oran Erdoğan’a ait…
“Diktatör” kelimesinin altına sığınılarak büyük baskı altına alınmış bir güçlü siyasetçinin tek başına meydan okumasıyla karşılaştık, kuşkusuz, bundan sonra atacağı adımlarda farklı rota izleyecektir…
Sonuç tartışmayı uzatır
Evet-hayır dengesinde şekillenen oranlar, siyasi tartışmanın noktalanmayacağının işaretidir.
Tablo, aksine, siyasetin daha sert rüzgarlara savrulabileceğinin de alarm fişeğidir. “Hayır” kanadının başlatmayı planladığı “meşruiyet” tartışması, siyasetin çıkardığı sorunlar karşısında yorulduğunun işaretini veren seçmen açısından da yeni bir yük olacaktır.