Bir 28 Şubat’ı daha idrak ettik. Duygular ön planda mıydı, evet. Fakat toplum, özellikle 15 Temmuz’dan sonra yakaladığı geleneksel “bilge” kimliğiyle 28 Şubat’ı bir ayrışma ve alışıldık hamaset sözleriyle değil, aksine, toplumsal uzlaşmaya geniş manevra alanı oluşturan kimlikle değerlendirdi.
“Laiklik” diktatoryal hedefler doğrultusunda kullanıldı, “irtica ile mücadele” kılıf yapıldı, hepimizin ortak gururu “10’uncu yıl Marşı”, birlik değil bölmek için kullanıldı ama bugün fikrimiz, hatta 28 Şubat sürecindeki yerimiz ne olursa olsun bir konuda mutabakata varmış durumdayız: 28 Şubat, tıpkı, 15 Temmuz gibi ülkemize dönük “küresel müdahaledir...”