Türkiye'nin hak ve menfaatlerini uluslararası hukuk çerçevesinde korumaya yönelik girişimleri Yunanistan'ı, Türkiye'yle menfaati çatışan ve bölgesel güç olmasından rahatsızlık duyan birçok ülkeyi rahatsız etmiştir. Bu rahatsızlığın boyutları AB'den ABD'ye, oradan da gözdemiz (!) Arap ülkelerine kadar uzanmıştır.
Türkiye haklı olmasına rağmen yalnız kalmıştır. Bunun çıkar ilişkilerindeki çatışmalardan ve zamanında uygulanan hatalı politikalardan kaynaklandığı malum. Ancak bunun üzerinde durmak mevcut şartlar itibariyle bir mana ifade etmiyor.
Mevcut şartlar hak ve menfaatlerimizi, askeri güç uygulaması ve tedbirlerimizi devam ettirerek korumayı gerektiriyor. Buradan bir adım geri adım atarsak sonunu alamayız. İyi niyetle olsa dahi atılan bir tek geri adım, karşımızdaki güçler tarafından üstünlük olarak algılanacak, aleyhimizdeki hukuk dışı davranış ve uygulamalarından kesinlikle vazgeçmemelerine sebep olacaktır.
Tehditler devam ediyor
Türkiye kararlılık gösterdikçe karşımızda bulunan ülke ve örgütlerin tehditleri artmıştır.
Yunanistan'ın karasularını 12 mile çıkarma isteği, demeçleri, Yunan Cumhurbaşkanının anlaşmalar hilafına askeri statüye geçirilen Meis adasına gidişi tahrik edicidir.