Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması, ABD BE'liğini Kudüs'e taşıma kararı, takiben bunu uygulamaya koyması ve Filistin halkının bu uygulamaya gösterdiği tepkilere İsrail'in insanlık dışı davranışta bulunması karşısında Türkiye'nin gösterdiği güçlü ve haklı tepki yerindedir. Aynı hassasiyetin millî davamız Kıbrıs konusunda da gösterilmesi şayan-ı arzudur.
Filistin ve Kudüs konusundaki hassasiyetimiz
Türkiye Kudüs konusunda sadece tepki göstermekle kalmamış, dönem başkanı olduğu İslam İşbirliği Teşkilatı'nı (İİT) toplamış ve üye ülkeler de Türkiye'nin liderliğinde, bu kabul edilmez duruma anında karşılık vererek Doğu Kudüs'ü Filistin Devleti'nin başkenti olarak tanıdıklarını ilan etmişlerdir.
Türkiye bununla da yetinmeyip, konuyu BM'ye götürmüş ve genel kurulda ABD'nin Kudüs kararını geri almasını öngören tasarının büyük bir ekseriyetle kabul edilmesine önderlik etmiştir.
Türkiye'nin, ABD Büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınması eylemine olan karşı duruşu ve Kudüs halkının bu olay karşısında yaptığı gösterilerde İsrail'in insanlık dışı cevap vermesine gösterdiği tepki doğrudur. 65 şehit ve 2000'den fazla yaralıya yardım için yapmış olduğu insani yaklaşım takdire şayandır.
Türkiye bu konudaki tepkilerine devam etmektedir. Yurt içinde mitingler düzenlemekte, yurt dışında da konuyu sıcak tutmaya çalışmaktadır. İsrail'in yargılanması için, Filistin Devleti'nin Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne başvurmasını teşvik etmiştir.