Armağan Kuloğlu Yeniçağ Gazetesi

Suriye çıkmazı: ABD ve Rusya etkinlik, Türkiye güvenlik derdinde

DEAŞ'la mücadele adına bölgeye gelen ve kendilerine müzahir gruplarla iş birliği yapan ABD ve Rusya'nın asıl amacının DEAŞ olmadığı, Suriye ve bölge üzerinde kalıcı bir etkinlik sağlamak olduğu...

02 Aralık 2017 | 464 okunma

DEAŞ'la mücadele adına bölgeye gelen ve kendilerine müzahir gruplarla iş birliği yapan ABD ve Rusya'nın asıl amacının DEAŞ olmadığı, Suriye ve bölge üzerinde kalıcı bir etkinlik sağlamak olduğu açıkça görülmektedir. Türkiye ise bu zorlu süreçte bekasını ve güvenliğini sağlama peşindedir.Soçi'de tam bir mutabakat yokSoçi'de mutabık kalınan husus, bir barış süreci oluşturulması, Suriye'nin toprak bütünlüğüne dayalı yeni bir anayasa hazırlanması, serbest seçimlerin düzenlenmesi, barış müzakerelerine de Suriye'deki çeşitli grupların katılmasıdır.Toplantı öncesi Putin-Trump arasında mutabakat sağlanmış, masada tüm siyasi eğilimlerin temsil edilmesi öngörülmüştür. Soçi'de de, müzakerelere Suriye toplumunun çeşitli etnik ve mezhepsel gruplarının katılmasını öngören 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararının esas alınması kararlaştırılmıştır.Bu durumda Türkiye'nin Esad konusunda bir yumuşama gösterebileceği anlaşılmıştır.Ancak Türkiye, PYD/YPG/PKK'nın müzakerelere katılmamasında kararlıdır. Bu konu "kırmızıçizgi" olarak ilan edilmiştir.Rusya, mutabakat çerçevesinde oluşturulacak Suriye Halkları Kongresi'ne PYD'yi de davet etmiştir. Türkiye'nin itirazı üzerine Kongre, Aralık başına ertelenmiş, şimdi de Kongre'nin Şubat 2018'e ertelendiği haberi alınmıştır. Bu durum, PYD konusunda bir konsensüs oluşmadığına işarettir.BM de, İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlenecek zirvede muhalifler ve rejim temsilcilerinin doğrudan görüşme yapmasını teklif etmiştir. Ancak muhalif-terörist ayırımı ve hangi muhaliflerin Esad rejimiyle görüşeceği açıklığa kavuşmamıştır. Terör örgütü ve terörist kavramının, ülkelerin çıkarlarına hizmet etmesine göre değiştiği bilinmelidir.Putin'in, barış için tüm tarafların tavizlerde bulunması gerektiğini açıklaması, bu konunun daha uzun süre devam edeceğini göstermektedir.Toprak bütünlüğü de tartışmalıToprak bütünlüğü, güçlü bir merkezi yönetimden, dini, etnik veya coğrafi temelde federasyondan konfederasyona veya otonomiye kadar uzanan bir kavramdır. Bu nedenle ABD, Rusya ve İran ile Türkiye'nin anlayışları arasında derin farklılıklar olması mümkündür.Türkiye'nin kastettiği, siyasi birlik içinde merkezi yönetime dayalı bir toprak bütünlüğüdür. Ancak PYD/YPG/PKK konusu, ABD ve Rusya arasında etkinlik çatışması yaratmaktadır. Bu durum, tarafların ara formüller üzerinde çalışma yapabileceğini göstermektedir. Türkiye bu konuda İran'la bir iş birliğine gidebilir.Çıkar çatışması had safhadaDEAŞ işgalindeki bölgenin neredeyse tamamı geri alınmıştır. Ancak militanların ne olduğu bilinmemektedir. Kaçanların veya tahliye edilenlerin bir kısmının ülkelerine döndüğü, bir kısmının da bulunduğu ortamda kendini gizlediği söylenmektedir. Fakat dinci örgütlerin yok olduğu söylenemez. Ne zaman, nerede, hangi kimlikle ortaya çıkacağı bilinmez. Ancak gerçek olan, Suriye ve Irak'ta DEAŞ tehdidinin sona erdiğidir.Şimdi sıra DEAŞ bahanesiyle önceden hazırlığı yapılan, Suriye'de kalıcı etkinlik mücadelesidir. Bu nedenle PYD/YPG paylaşılamamaktadır. Trump'ın, artık silah verilmeyeceğini açıklaması anlamsızdır. Zaten verilen verilmiştir. Pentagon'un PYD'ye olan desteğinin devam edeceğini söylemesi de şaşırtıcı değildir. ABD'nin amacı, kuzeyde federatif bir Kürt Koridoru oluşturmaktır.Rusya'nın amacı da, Afrin'de tutunarak ve müzakerelerde Kürtlere şirinlikler yaparak ABD etkisini kırmaktır. Merkezi yönetimle olan ilişki ve elindeki imkânlarla var olan etkinliğini, PYD'yi de ABD'nin elinden alarak güçlendirme peşindedir.Bu nedenle Türkiye'nin Afrin'e tek taraflı bir operasyon yapmasının zorluğu ortadadır. Nitekim son MGK toplantısında, "TSK'nın, İdlib'deki gerginliği azaltma görevini, Batı Halep'le Afrin yakınlarında da yerine getirmesiyle, huzur ve güven ortamının gerçek manada sağlanabileceği mütalaa edilmektedir" şeklinde yapılan açıklama ve operasyonun yeniden doğrudan tecavüze bağlanması, temkinli bir anlayışı işaret etmektedir.Kasap et derdinde, koyun can derdinde.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sincar Operasyonu 29 Ocak 2021 | 431 Okunma Esneyecek pay yok, kırılabilir 22 Ocak 2021 | 106 Okunma ABD kurtarır, biz kendimize bakalım 15 Ocak 2021 | 136 Okunma Yunanistan'a ne zeytin ne de defne dalı... 08 Ocak 2021 | 153 Okunma 2021'e taşınan güvenlik sorunları 01 Ocak 2021 | 125 Okunma