"Darbeye başkanlık için mi yol verildi?" başlıklı yazımda, Aytun Çıray'ın, "Darbenin bir senaryo çerçevesinde gerçekleştirildiği iddialarını değerlendirmeye hazır olmamız gerekiyor" sözleri ve Selin Sayek Böke'nin "Hükümetin 15 Temmuz Darbe Girişimi'nden daha önceden haberi var mıydı?" sorusunu incelemiştim.
Saygı Öztürk'ün "Önemli bir davanın avukatı telefonda, 'AKP milletvekili Şaban Dişli'nin, Tümgeneral olan kardeşi Mehmet Dişli nerede biliyor musunuz?' diye sorduğunda, muhtemelen Sincan Cezaevi'nde olduğunu söyledim. Sanki cezaevinde değilmiş, farklı şeyler biliyormuş izlenimi edindim." şeklinde bir şüpheyi ortaya koyması da "15 Temmuz darbe girişiminin asıl amacı neydi?" sorusunun tartışılmasını gerektiriyor.
***
Sonuçlardan yola çıkarak 15 Temmuz'un, Türkiye'nin "başkanlık sistemi" adı altında "seçilmiş diktatörlük sistemi"ne geçişine zemin mi hazırladığı sorgulanıyor.
Haluk Dural, konu ile ilgili yazısında bir kronoloji veriyor:
-28 Ocak 1933'te Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi başkanı Adolf Hitler Başbakan olmuştur.
-27 Şubat 1933'te Alman Meclisi Reichstag, Hitler'in SA'ları tarafından yakılmıştır. (Türkiye'de TBMM, Amerikancı-dinci vatan haini Fetö isyancıları tarafından bombalandı.)
-23 Mart 1933'te yetki yasasının kabulüyle Alman Meclisi'nin tüm yetkileri dört yıl süre ile kabineye, dolayısıyla Başbakan Hitler'e devredildi ve Meclis'in çalışmalarına bu süre için ara verildi. (Türkiye'de olağanüstü hâl ilan edilerek, tüm yasama ve yürütme yetkisi Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanı'nda toplandı.)