Başbakan Binali Yıldırım, İstanbul'daki çok sayıda polisin şehit olmasıyla sonuçlanan bombalı saldırıyla ilgili olarak, "Acımız büyüktür ama bu büyük acıyı da milletçe daha çok bütünleşerek ve kenetlenerek aşacağız" diyerek sağduyulu bir açıklama yaptı.
Melih Gökçek ile sosyal medyada ve yandaş televizyon kanallarında birçok kişi ise olayı siyasi hedefleri doğrultusunda kullanmaya çalıştı!
Melih Gökçek, "Bütün gaye Türkiye Cumhuriyeti'nin başında bulunan Recep Tayyip Erdoğan'ı bu görevden göndermek." diyerek 15 Temmuz darbe gecesi Başbakan, Cumhurbaşkanı ve kendisinin saldırılardan son anda kurtulmalarını, "Rabbül Alemin himayesinden, korumasından. Bizi muhafaza etmesinden... Başka herhangi bir şey değil." ifadeleriyle açıkladı.
Gökçek "Tek çareleri kaldı. Ya Recep Tayyip Erdoğan'ı ya da devletin ileri gelenlerinden ses getirecek bir kaç kişi öldürmek isteyecekler. İkinci yapacakları da ikide bir arabaların içerisinde bomba patlatmak... Biz Çanakkale'de 250 bin şehit verdiysek; 25 bin şehit de burada verirsek kimse buna ses çıkarmasın. Şehit olmak zaten Allah katında en büyük makam... Allah, inşallah sayılarını az eder." dedi.
***
Melih Gökçek'in bu bakış açısına göre Allah, kendilerini her türlü saldırıdan koruyor ama polislerin, askerlerin bombalı araçlarla paramparça edilmesine müdahale etmiyor!
Üstelik 25 bin şehit verilme ihtimali bulunduğunu, böyle bir şey olursa kimsenin ses çıkarmaması gerektiğini belirtiyor!
Hani 15 Temmuz olayları hakkında "240 kişi değil 240 bin kişi ölse rejimi değiştirmek isteyenlerin umurunda bile değil" diyordum ya...
Böyle bir anlayış, siyasi olarak vahim olduğu gibi dini olarak da temelinden yanlıştır. Gökçek'in sözleri İslâm'a uygun değildir. İslâm'ın kader anlayışına göre Allah, olacakları bilir ama insanlara verdiği iradeyi nasıl kullanacaklarına karışmaz!