ABD, Rusya, İran ve Türkiye İdlib konusuna kilitlenmiş durumda. Üstelik ABD hariç diğer üç ülke bugün Tahran'daki zirvede İdlib'i konuşacak. ABD, son raporlara bakılırsa, İdlib'i Suriye'nin parçalanması sonucunda özerk bir devlet olarak tasarlıyordu. Rusya'nın müdahalesi bu projeyi bozdu. Türkiye ise Dışişleri Bakanı düzeyinde "Suriye, İdlib'i işgal etmek istiyor" diye garip bir açıklama yaptı! Zaten sorun bu bakış açısında değil mi? Bir ülke kendi toprağını teröristlerden temizlemek isterse işgalci mi olur? Öyleyse Türkiye neden kendi şehirlerinden PKK'yı çıkarmaya çalışıyor? Suriye de Rusya'nın yardımıyla aynısını yapmaya çalışıyor işte...
***
İdlib bu kadar önem kazanmışken, ABD derin devletinin unsurlarından bir olan "Uluslararası Kriz grubu", 5 Eylül 2018 tarihinde, yani iki gün önce "Suriye'nin Kuzey Doğusunu Stabilize Etme Anlaşması" başlıklı bir rapor yayınladı.
Bu grup, görevinin, "çatışmaların önlenmesi ve barışın şekillendirilmesi için politika yapıcıların ve diğer kilit çatışma aktörlerinin algılarını ve eylemlerini etkilemek" olduğunu açıklıyor!
Suriye'nin Kuzeydoğusu ise Fırat'ın doğusu denilen ve PKK/PYD'nin ABD desteğinde hâkim olduğu bölge... Raporda özetle şöyle deniliyor:
"Başkan Donald Trump, 2018'in Mart ayında, ABD'nin Kuzeydoğu Suriye'den çekilmesi kararı aldığını açıkladı. Kuzeydoğu Suriye, iç savaş sırasında güvende ama ABD'nin askerini çekmesi durumunda, rakip güçlere yol açılmış olur. Bunlar arasında Türkiye ve Beşar Esad rejimi de var. Bunun yerine, Washington ve Moskova, Suriye ve bölgedeki müttefiklerini, Suriye'nin ademi merkeziyet içinde yönetilmesine dair bir anlaşmaya varmasına yardım etmeli. YPG'ye bu müzakereler için gereken zaman ve imkânlar sağlanmalı... Üstelik, YPG ve Şam bir anlaşmaya varmış olsalar bile Türkiye, hızlı bir ABD çekilmesinden sonra Kuzeydoğu Suriye'yi kapmak için hızlı bir askeri müdahaleye başvurabilir.