Uzun bir aradan sonra ilk defa Meral Akşener'in bir faaliyetini takip ettim. Bayrampaşa'daki konuşmasını dinledim. "Star Düğün Salonu"na İzmir marşı okunurken girdim. Salondaki hava bir "düğün" gibiydi. Başka salon verilmemiş.Birkaç ay öncesine göre Akşener'i daha rahat, daha öz güvenli, daha cesur ve daha güven verici buldum.Kendi tecrübemden de biliyorum ki insan belli bir eşiği aştıktan sonra artık onu hiçbir tehdit korkutmuyor, hiçbir iftira yıldırmıyor, hiçbir engel durduramıyor, aksine daha güçlü kılıyor.Mesela, suikast ihbarlarını, "Rumeli kızı" ağzını kullanarak "Te yarabbi" diye karşılıyor, "Elinizden geleni ardınıza koymayın" diyor, Enver Paşa'nın sözüyle "Hainler korkak olur" diyor. Kendisine yapılan hakaretleri sahiplerine aynen iade ediyor!FETÖ'cü iftiralarına karşı soruyor:-Aranızda FETÖ'cü var mı? Herkes biliyor ki kendisini destekleyenler, ülkücüler ve merkez sağ seçmenler...Yine "Geniş ailemde de tek bir FETÖ'cü yok" diyor. Ve Türkçe olimpiyatlarında sulu gözlerle Fetullah Gülen'i yurda dönmeye davet edenleri, yine FETÖ ile birlikte Türk ordusuna kumpas kuranları hatırlatıyor.Düğün salonu sahibine de teşekkür etmeyi ihmal etmiyor.Niçin tek adam sistemi isteniyor? Akşener, niçin "Tek adam" rejimine gidilmek istendiğini, bir yazımdan alıntı yaptığını belirterek izah ediyor:-CIA eski Türkiye şefi, Paul Henze'nin 2006'da Beyaz Saray'a sunduğu Türkiye raporunda "Bu Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranlar sıkı bir denetim sistemi kurmuş. Başbakanı ikna ediyoruz. Cumhurbaşkanı'nda kalıyor. Cumhurbaşkanı'nı ikna ediyoruz, yargıda takılıyoruz. Bu sebeple başkanlık sistemi getirmek lâzım... İkna etmek daha kolay olur" diyor. Bizi niçin ikna edecekler? Bizi çepeçevre saran Kürdistan meselesini tanımak için ikna edecekler.