Irak'ın kuzeyinde İsrail'in açıktan, ABD ve İngiltere'nin örtülü olarak desteklediği referandum konusunda Türkiye'nin ne yapacağı, daha doğrusu ne yapmayacağı belliydi! Çünkü oilprice.com'daki analize göre "iktidardakilerle kan bağı olanların" Barzani'nin yakınları ile birlikte kurdurduğu şirketler, Amerikan Exxson Mobil şirketiyle birlikte petrol ve doğalgaz konsorsiyumu oluşturmuştu ve AKP bunu yıllardır kamuoyundan gizliyordu.
Bu durumda "göstermelik tepki"ler, halkı oyalamak için değil midir?
Barzani'nin memurlarına maaş ödeyememesi ve bunu Türkiye'nin göndermesi itirafı ise meselenin en masum tarafıdır!
Bir ülke, halka doğruların yüzde birini söyleyip yüzde 99'unu saklamak suretiyle yönetiliyorsa, o ülkenin geleceği yoktur!
***
Dış politikada durum böyle de iç politika, özellikle hukukun işleyişi nasıl? İşte taze bir örnek:
Cumhuriyet gazetesi davasında duruşma devam ederken, savcı, altı sanığın tutukluluk hallerinin devamını istedi. Akşam gazetesi, bu haberi, Twitter hesabından "Cumhuriyet gazetesi davasında savcı, 6 sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi" başlığı ile paylaştı.
Star gazetesi ise savcının talebini "Cumhuriyet Gazetesi davasında 6 sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi" şeklinde duyurdu.
Cumhuriyet'in konu ile ilgili haberinde şu bilgiler verildi:
"Star gazetesinin attığı mesaj duruşma salonunda da dile getirildi. Ahmet Şık, '6 yıl önce beni Ergenekon'da suçladıklarında bu şekilde haberleri STV atıyordu. Ben bu oyunu gördüm' dedi ve söz konusu haberler hakkında suç duyurusunda bulundu.