Referandumda "evet" veya "hayır" diyenler, sadece bir noktada birleşiyor! Son konuşmalardan birkaç örnek vereyim...
* Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, ''Bu, Türkiye'nin geleceğinin seçimi. Referandum ile Türkiye'nin geleceğini oylayacağız" dedi...
* AKP İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı Kan, "Bu değişiklik ülkemizin geleceği için. Bu değişiklik çocuklarımız, onların torunları için." dedi.
* CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Bu anayasa değişikliği sadece bizi değil, bizim çocuklarımızı ve torunlarımızı ilgilendiren bir değişikliktir. Dolayısıyla anayasa değişikliği için referandumda oy kullanırken oturup düşünmemiz lazım. 'Evet' dersek ne olur. 'Hayır' dersek ne olur. 'Evet' demek mi daha doğrudur? 'Hayır' demek mi daha doğrudur? 'Evet' dediğimizde Türkiye'de neler olacak, 'hayır' dediğimizde Türkiye'de neler olacak?" dedi.
* CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, "Türkiye'de şu anda dayatılan bir rejim değişikliği ile karşı karşıyayız. Anayasa değişikliği, bir parti meselesi değil tüm Türkiye'nin geleceğini belirleyecek önemli bir dönüm noktasıdır" dedi.
* MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Günal, devletin, milletin ve Türklüğün bekâsı için, 16 Nisan'da yapılacak referandumda "evet" diyeceklerini söyledi.
AKP duvara tosladı!
Kısacası, bütün taraflar, referandumda verilecek olan oyların, sadece bugün yaşayan halkın değil, Türk Milleti'nin geleceğini etkileyeceği noktasında aynı fikirde!
O halde, herkesin, bu referandumla Türkiye'nin nereye gideceğini düşünmesi gerekir.
AKP milletvekili Ravza Kavakçı Kan, "Ben yüksek oranda kabul göreceğine inanıyorum ancak aksi takdirde ne olur? Bu sistem olduğu şekilde bir sonraki duvara toslayana kadar devam eder" dedi.
Gerçekte neler olup bittiğini bu cümledeki "duvara toslamak" kavramı ifade ediyor.
Duvara toslayan, mevcut sistem midir yoksa AKP'nn 15 yıldır uyguladığı politikalar mı?
Meselâ iktidar, neden Türkiye'nin bütün mal varlığını "Varlık Fonu"na kaydırarak, bunları ipotek ettirmenin derdine düştü! Sistem tıkandığı için mi yoksa AKP'nin AB baskısıyla üretmeyen çiftçiye para veren ekonomi politikası duvara tosladığı için mi?
Yine, Arap Baharı'nı İstanbul'da tezgâhlayan, kalkışma yapacak gruplara Amerika'dan gönderilen paraları dağıtan AKP iktidarı, sonuç olarak Mısır'da, Libya'da ve Suriye'de kendi ayağına kurşun sıkmış olmadı mı?
***
Bir ülkede millî birlik ve beraberlik, Anayasa'nın temel ilkelerini, yani devletin kuruluş felsefesini korumakla mümkündür. AKP, geldiği günden beri devletin kuruluş felsefesini değiştirmeye çalışmıyor mu zaten. Bu bakımdan duvara toslayan kendisi değil midir?
Terör örgütü ile masaya oturan, bu arada Güneydoğu'daki kalkışma hazırlığına müdahale edilmemesi için emirler veren AKP iktidarı, hendekler kazıldığında duvara toslamış olmadı mı?