17-25 Aralık yolsuzluk operasyonları, darbe girişimi olarak nitelendirilince buna karşı FETÖ operasyonları başlatıldı. FETÖ, ordudan da tasfiye edileceğini anlayınca gerçek bir darbe hazırlığına girişti.
Yaptıkları hazırlıkların, güvenlik kuvvetleri tarafından takip edildiği, kendilerini darbe yapmaya teşvik edenlere kanmamaları, aksi halde suçüstü yakalanacakları, gazeteci Fuat Uğur tarafından 15 Temmuz'dan üç ay önce açıkça yazılmıştı.
15 Temmuz 2016 günü saat 11.40'ta, yani darbe başlamadan birkaç saat önce, Anadolu Ajansı bir haber geçti ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın açtığı FETÖ davasının iddianamesini özetle yayınladı.
İddianamede, FETÖ soruşturmasının, örgütün devleti ele geçirmek üzere olduğu, anayasal düzeni silah zoruyla değiştirebileceği ve kamu idarelerinden gelen suç ihbarlarında örgütlenmenin ciddi olduğunun iddia edilmesi gerekçeleriyle başlatıldığı belirtiliyordu.
Kamu idarelerinden gelen suç ihbarlarından en önemlisi, MİT'in ele geçirdiği Bylock kullananlar listesi idi. (MİT, bu listeyi Mayıs ayında ilgili kamu birimleri ile paylaştığını açıkladı!)
Fakat iddianameyi hazırlayan Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun, 15 Temmuz olayından sonra bu davadan alındı!
Şimdi de soruşturmalarda, FETÖ'yü himaye eden, devlet içinde kadrolaşmasını sağlayan, eski ve yeni Cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar ve diğer siyasi kadroların yaptıklarına hiç değinilmeden, hafifçe dokunulan oğul, damat gibi birkaç kişinin serbest bırakıldığını ama zabıt kâtipleriyle uğraşıldığını görüyoruz.