Bir düşünce kuruluşu haline gelen Millî Merkez'de temel meseleler üzerinde uzmanların görüşlerine başvuruyoruz. Bu çerçevede, üç dönem CHP'den Konya milletvekilliği yapan Atilla Kart'ın Anayasa değişiklikleri ile ilgili görüşlerini dinledik. Atilla Kart, bizzat yaşadığı olayları da anlattı ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi adı altında tek adam sistemini getiren Anayasa değişikliği hakkında, iç hukuk yollarını tükettikten sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yapacağı başvuru sırasında, son dakikada davayı parti adına değil kendi adına açması istendiğini anlattı... Dava, bu sebeple reddedilmiş...
Atilla Kart, partisi tarafından yalnız bırakılmasının sebebini sorduğumda yorum yapmadı ama sadece bu olay bile Türkiye'nin siyasi kurumlarının vesayet altında olduğunu gösteriyor.
Peki siyasi partiler üzerindeki bu iç ve dış vesayet, neden kitleleri rahatsız etmiyor?
***
Toplantıda Can Ataklı da güncel siyasi gelişmeler ile ilgili bir konuşma yaptı. Tele- 1 kanalındaki sabah programında, adayların belirlenmesinde hangi yöntemin kullanıldığını anlatırken beş defa, başparmağı ile işaret parmağını birbirine sürttüğünü söyledi...
Genel seçimlerde de yerel seçimlerde de para, en etkili adaylık aracı oluyor. Partilerde aday belirlemek için kurulan komisyonlar, çete gibi çalışıyor! CHP'de Kemal Kılıçdaroğlu'nun, bu çarkı fark ettiği için bazı tedbirler aldığını kimsenin kendisine özellikle İstanbul ilçeleri için aday tavsiye etmeye kalkışmaması için net tavır aldığını biliyorum fakat ilçe adaylıkları için akla hayale gelmeyecek dolaplar çevriliyor.