AKP'nin, İstanbul'u, Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı kazanan Ekrem İmamoğlu'na teslim etmemek için, akıl mantık ve daha önemlisi hukuk dışı yollara başvurması, Büyükçekmece'de olduğu gibi doğrudan seçmenin evine polis göndermesi, diğer ilçelerde ise sandıklarda görev yapanlar üzerinde soruşturma baskısı kurması, neyin işaretidir?
Bu konuda bana gönderilen veya medyada çıkan önemli mesajlar, yorumlar ve yazılar var.
Ergün Tuneyli diyor ki, "İstanbul'un rantını elden kaçırmanın telâşı, şaşkınlığı içinde artık ne yaptıklarını, ne konuştuklarını bilmiyorlar; kontrolü iyice kaybettiler. Denge, denetim, fren sistemi olmadan sadece bir kişinin alacağı keyfi kararlar yurt dışında da tereddütle karşılanıp güvensizliğe sebep oluşturur ve dış yatırımcı gelmez, döviz açığı oluşur ve Türkiye üretemez, kendini besleyemez, ayakta kalamaz duruma düşer.
82 milyon nüfuslu çok zor bir coğrafyada bulunan Türkiye'nin bir kişinin akıl, beyin, beden, ruh sağlığına kapasitesine, keyfine teslim edilmiş olması, çok büyük risk ve tehlike oluşturuyor."
Sosyal medyadaki mesajları ile tanınan ve AKP'ye verdiği destekle bilinen ancak Türklük konusunda da hassas olan Ömer Turan, "Muhafazakâr liberallik yani İslâmcılık bitmiştir. Sadece Türkiye'de değil tüm İslâm dünyasında bitmiştir. Yeni devir, muhafazakâr milliyetçilik yani mukaddesatçılık üzerinden yükselecek. Artık Türk devleti, Türk milleti, Türk ordusu ile barışık yerli bir muhafazakârlık öne çıkacak." diye bir mesaj yayınladı.
***