Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'na girdikten sonra kaybedilen Cemal Kaşıkçı için "gazeteci" deniliyor! Geçmişte gazetecilik yapmış olabilir ama ülkesini terk etmeden önceki son görevi İstihbarat Başkanı'nın danışmanlığını yapmaktı. Basın danışmanı da değil, danışman! Bir ülkenin istihbarat başkanının bile görüşüne başvurmak için istihdam ettiği kişi artık gazeteci değil, önemli bir ajandır.
Tabii bir kişinin gazeteci değil de ajan olması, öldürülmesi veya kaybedilmesi için bir gerekçe olamaz.
***
Hüsnü Mahalli, "Kaşıkçı'yı Trump öldürttü" diyor. Benim değerlendirmem de bu bakış açısına yakın. Cemal Kaşıkçı, ABD Başkanı Trump'a sert muhalefet yapan Washington Post gazetesindeki yazılarında, ülkesinin politikalarını eleştiriyordu. Suudi istihbaratındaki görevi sırasında edindiği ABD-Suudi Arabistan ilişkileriyle ilgili gizli bilgileri açıklamasından endişe edildiği için ortadan kaldırılmasına karar verilmiş olabilir. Türkiye'ye gelmeden önce boşanma işlemlerini halletmek için başvurduğu Suudi Arabistan'ın Washington Büyükelçiliği'nden İstanbul Başkonsolosluğu'na yönlendirilmesi de bu kararın bir sonucu gibi duruyor. Gazeteci kimliği ile Suudi Arabistan yönetimine muhalefet eden bir kişinin Washington Büyükelçiliği'nde kaybedilmesi, ABD yönetimini sarsardı! Bu sebeple İstanbul'a yönlendirildi. İstanbul'da böyle bir cinayet işlenmesi, iktidarı veya Cumhurbaşkanı'nı etkilemez nasıl olsa!
***
ABD, Suudi Arabistan ve Türkiye'ye kurdurduğu, ancak fiyaskoyla sonuçlanan İslam ordusunun yerine Arap ordusu tasarlamıştı. ABD, Suudi Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni Türkiye ve İran aleyhine kullanmak istiyor. Kaşıkçı'nın İstanbul'da kaybedilmesi, Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerini bozmaya da yarayabilir!