Adana'nın merkez Seyhan ilçesinin Sümer mahallesinde iki hırsız, evin avlu kapısını çaldı. İş dönüşü, demir kapının yerinde olmadığını fark eden ev sahibi polise başvurdu. Güvenlik kameraları incelendi ve iki hırsızın kapıyı söküp götürdüğü anlaşıldı.
Bursa'nın merkez Nilüfer ilçesinde ise dört hırsız bir evin çamaşır makinesi, buzdolabı, televizyon, yatak, gardırop, kanepe gibi eşyalarını kamyonete yükleyip götürürken, komşulardan birinin ihbarı üzerine suçüstü yakalandı! Polisin telefonla haber verdiği ev sahibi, taşınmasının söz konusu olmadığını bildirince sabıkası da olan dört hırsız adliyeye sevk edildi.
***
Bu haberler, Nasreddin Hoca fıkralarını hatırlatıyor. Hoca'nın evine hırsız girmiş, gözüne kestirdiği eşyaları torbaya doldurmuş. Hoca bu sırada uyuyor gibi yapmış. Hırsız işini bitirince, Hoca da yatağı, yorganı sırtlamış hırsızın peşinden gitmiş. Hırsız kendi evine girerken, Hoca'nın da eşikten adımını attığını görünce, "Sen de kimsin, burada ne işin var?" diye sormuş. Hoca, "E, taşınıyoruz ya!" diye cevap vermiş.
Bir başka fıkra da şöyle:
Annesi göle çamaşır yıkamaya giderken, küçük Nasreddin'e, "Oğlum kapıya sahip ol, hırsızlık olayları çoğaldı" demiş. Biraz sonra, komşunun çocuğu gelmiş, "Akşam size geleceğiz, annene haber ver" demiş. Küçük Nasreddin de biraz düşündükten sonra, kapıyı yerinden söküp sırtına alarak göl kenarına gitmiş. Annesi, "Bu kapının burada ne işi var?" diye sorunca, "Kapıya sahip ol dedin. Komşu da akşam bize geleceklerini sana haber vermemi istedi. Ne yapsaydım?" diye cevap vermiş.