Türkiye-Ermenistan ilişkileriyle ilgili bir kitabı da bulunan Avukat Gülseren Aytaş, son gelişmeler üzerine bazı önemli hatırlatmalarda bulundu:
*Alma Ata ve BM kararlarından önce konuyla ilgili en temel hukuksal belge, sınır tespit eden 1921 Kars Antlaşması'dır. Bu Antlaşmaya göre, Karabağ Azerbaycan'a aittir. Ancak Karabağ'ı işgal eden Ermenistan ne uluslararası bir mahkemede yargılandı ne yol açtığı zararlardan sorumlu tutuldu ne de failler cezalandırıldı. Arabulucu ABD-Rusya-Fransa üçlüsü bunları gündeme getirmek yerine Azerbaycan'ın işgal edilen topraklarını geri almasına engel oldu ve uluslararası hukuka aykırı Madrid ilkelerini oluşturdu.
*Azerbaycan ile Ermenistan görüşmeleri 2007 yılında kabul edilen "Madrid İlkeleri" çerçevesinde yürütülüyor. Bu ilkeler, "Ermenilerin işgal altında tuttuğu Karabağ çevresindeki yedi Azeri kasabasını boşaltmasını, Karabağ'a geçici bir statüyü, Bölgenin bir koridorla Ermenistan'a bağlanmasını, Göçmenlerin evine dönmesini, Kalıcı statünün ise sonra yapılacak referandumla belirlenmesini" içeriyor.
*Koridor konusunda da anlaşırlarsa bir kazan-kazan çözümü daha hayata geçecek, Türkiye-Ermenistan protokolleri onaylanacak, Türkiye Lahey Adalet Divanı'nda yargılanacaktı. 1921 Kars Antlaşması'na, insan haklarına ve ulusal haklara aykırı bu proje rafa kaldırıldı ancak çöpe atılmadı...
***
Bu bilgilendirmeden sonra konumuza geçelim. Karabağ'da çatışmalar sürerken, Çin Uluslararası Radyosu yayınında, "Çin, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'yü lojistik merkezi yapıyor" denildi.