Fatih Sultan Mehmet'in orduları, İstanbul'a girerken, Hıristiyan din adamları kilisede meleklerin cinsiyetini tartışıyormuş ya, salgın tedbirleri dolayısıyla insanların kitleler halinde işsiz kaldığı bu şehirde düzenlenen Mevlana'yı anma törenlerinde "Kur'an Türkçe okundu" diye bir kaşık suda fırtına koparıldı! Öyle ki tartışmaya Diyanet İşleri Başkanlığı da katıldı ve yapılan açıklamadan Kuran'ın tercümelerinin Kuran hükmünde olmadığı öne sürülerek "Mealin, Kur'an yerine okunması da doğru değildir" denildi. Açıklamada ezanın Türkçe okunmasıyla ilgili de "Caiz değildir" ifadeleri kullanıldı.
Bu tepki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Allahu Ekber demekten, La ilahe illallah demekten, Sadakallahülazim demekten imtina eden zihniyetin 70 yıl sonra yeniden hortladığına şahit olduk" demesiyle başladı. Murat Bardakçı da etkinlik için, "Böyle bir garabet 747 seneden bu yana vâr olmamıştı" dedi.
***
Oysa Kur'ân Osmanlı padişahlarından 2. Murat döneminde Türkçe'ye çevrilmiştir. Daha önce de ilk Müslüman Türkler olan Karahanlılar döneminde bir tercüme yapıldığı bilinmektedir. Uygur alfabesiyle yapılan Kur'an tercümeleri vardır. Ahmet Yesevi'nin "hikmet"leri, Kur'an tercümesi değildir ama Kur'an'ın hükümlerini izah eder.
Batı medeniyetinin temeli ise Luther'in 1530'da İncil'i Almanca'ya çevirmesiyle atılmıştır. Buna rağmen o zamanki İncil dilini Allah'ın dili kabul eden Vatikan, devletlere yön vermeye devam etmiş ama insan düşüncesinin gelişmesine engel olamamıştır. Diyanet'in açıklaması, Vatikan'ın o dönemde İncil'in diğer dillere tercüme edilmesine karşı çıkmasına benziyor. İncil'in de Yunanca veya Latinceden çevirisinin yapılması yüzyıllar boyunca engellenebilmiştir.
***