Mustafa Kafalı adını gençlik çağlarımızda
Antakya Türk Ocağı'ndaki büyüklerimizden duyduğumuzda
"abide bir şahsiyet"ten bahsedildiğini
hissederdik. Onun adını telaffuz eden hocalarımızın yüzleri
aydınlanır, göz bebeklerinde kuvvetli bir ışık belirirdi.
Mustafa Hoca, genç yaşında bu itibarı edinmiş bir
tarihçiydi.
Mustafa Kafalı ile çok sonraları tanıştım. Trabzon
Türk Ocağı başkanı Prof. Dr. Mithat Kerim
Arslan'ın büyük gayretleriyle 1998 yılında toplanan
Trabzon tarihi sempozyumuna, gazeteci olarak davetliydim.
Sempozyumun Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa
Kafalı idi. Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf
Halaçoğlu ve Türk tarihiyle ilgili çok değerli
akademisyenler oradaydı. 2001 yılında yapılan Trabzon ve Çevresi
Tarih; Kültür ve Edebiyat Sempozyumu'nda da Kafalı
Hoca aynı konumdaydı. Her iki sempozyum sırasında Trabzon
televizyonlarında tarih sohbetleri yapmıştı.
Hoca, orada da derleyici, toparlayıcı niteliğiyle birlikte, engin
bir tarih bilgisinin yanında başka bir özelliğini de sergiliyordu:
Tarihin bugün için bize ne ifade ettiğini açıklayabilmek...
***
Türk tarihi ile ilgili herkes kabul eder ki Cumhuriyet dönemi
tarihçileri içinde Zeki Velidi Togan'ın ayrı bir
yeri vardır. Zeki Velidi Togan'ın Türk tarihini
ele alış biçimi, temeli sağlam, geleceği kucaklayan ve ileri bir
tarih anlayışıdır. Öyle ki Zeki Velidi Togan'ın
tarihi tespitlerinin doğruluğu bugünkü bilimsel verilerle yeni yeni
ortaya çıkmaktadır.
Mustafa Kafalı'nın, akademik kariyerine
Zeki Velidi Togan'ın asistanı olarak başladığını
öğrendiğimde hiç şaşırmadım. Çünkü aynı sağlam temel onda da
vardı.
Zeki Velidi Togan, Nihal Atsız'ın
da hocasıydı. Kafalı, Atsız'ın da talebe...