AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, "Ana Muhalefet Partisi, programı ve gayretiyle milletimizin gönlünü kazanarak iktidara gelmek yerine, AK Parti ve şahsımızla birlikte Türkiye'nin de kaybetmesi pahasına yönetimi ele geçirme anlayışıyla hareket ediyor. Dil, normal bir muhalefet dili değil adeta bir terör örgütü dili..." dedi.
CHP'nin terör örgütünün tercih ettiği "eşit vatandaşlık" gibi kavramlar kullandığını biz de hatırlatmış ve Maltepe bildirisindeki bu ifadeyi eleştirmiştik.
Fakat çok yakın geçmişe kadar hatta son referandumdan hemen önce asıl AKP ve kadroları, terör örgütüyle aynı dili kullanmıyor muydu?
***
Anayasa değişikliklerini yazdığını söyleyen Mehmet Uçum'un sözlerini hatırlayalım:
"Kürt politikası, Türkiye'nin yeni siyasal sistem ihtiyacı içerisinde bir yere sahiptir ve 'yeni anayasal sistemin bir boyutudur.' Türkiye'ye özgü 'başkanlık modeli', üniter yapı içerisinde 'adem-i merkeziyetçiliğin geliştirileceği' bir esasa dayandığından 'Kürtlerin yaşadığı bölgeler' de dahil olmak üzere tüm Türkiye bakımından güçlü 'yerel-bütünleştirici merkez yapısı'nı kurmak hedeftir.
Sonuç olarak Türkiye toplumunun, Kürt sorunu da içinde, tüm sorunlarının çözümüne ilişkin yeni siyasal perspektif; yerelden temellenerek merkeze yükselen başkanlık ve 'yerelden merkeze kadar örülen meclisler sistemi' ile halk-devlet ilişkisini yeniden yapılandıran ve halkın devlet üzerindeki etkisini artıran, böylelikle üniter yapıyı da güçlendiren bir içeriğe sahiptir. 'Bu siyasal perspektif yeni Anayasa ile başlayacak bir hukuk reformu sürecini zorunlu kılıyor.' Ancak bu reform süreci, 'Türkiye milletinin inşa süreci'ni tamamlayıp güvence altına alabilir."
***