Washington Times yazarı Daniel N. Hoffman, "Hiperpartizan politika, ABD'yi Rusya ve düşmanlarına karşı savunmasız bırakıyor" başlıklı bir yazı yazdı. Türkiye'de de partizanlığın doruğa ulaşması, ekonomiyi, devletin temel erkleri olan yasama, yürütme ve yargıyı, ayrıca medyayı ve en önemlisi orduyu etkilemiştir. Sadece partizan davalarla ordunun yıpratılması bile başlı başına çok ciddi bir sorun olmuştur.
Hani uydurma Ergenekon şeması gösterildiğinde Abdullah Gül, "Bir savcı bulun ve delillendirin" demişti ya, bulunan savcının veya savcıların da bu işi karşılıksız yapmadığı, yakınları üzerinden bu savcılara büyük çıkarlar temin edildiği de yakında ortaya çıkacaktır. Fakat bunların ortaya çıkması bile hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. Çünkü partizanlık Türkiye'de bir hak gibi görülmektedir! Halkın çoğunluğu, oy verdiği partinin kendisini kayırmasını beklemektedir. Bu zihniyet değişmedikçe, hiçbir skandal, iktidarları dizginleyemeyecektir.
Gerçi bu kirli sularda yüzen hemen herkes zehirlenmiştir. Zira o kirli suyu yutmasanız bile derinizden vücudunuza nüfuz ediyor. Hani fabrika atıkları bırakılan sularda bütün balıkların zehirlenmesi gibi…