Devlet Bahçeli, "FETÖ'nün siyasi ayağı varsa, seçmen ayağı da vardır. Zannediyorum, 100 bin imza verecek kişi içinde FETÖ, PKK desteğiyle ilgili araştırma yapılacaksa, ne kadar ByLock kullanıcısı var, bunlar kimin etrafında toplanacaksa önemli bir gelişme olacaktır..." gibi sözler söyledi!
Aslında bu "akıl" Cemil Barlas'a aitti. Barlas, sosyal medya hesabından, "Nasıl olsa CHP ve KK da yurtta sulh ilkesine bağlı. Meral'i aday göstersinler, 100 bin imza falan uğraşmasın. Hem o imza listesi, sonunda ByLock listesine döner" diye yazmıştı.
Her iki beyan da seçmen iradesine yönelik tehdittir ve seçimlere gölge düşürmektedir. Öncelikle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçmeli, Yüksek Seçim Kurulu da seçmenin alenen tehdit edilmesine karşı bir açıklama yapmalıdır.
"Rakip parti lideri için imza verirsen, seni FETÖ'cü ilan ettiririm" tehdidi, Türk demokrasisi adına utanç vericidir. AKP sözcüsü Mahir Ünal, "Devlet Bahçeli'nin 100 bin imza hassasiyetine katılıyoruz." diyerek bu mantığı destekledi. Başbakan Binali Yıldırım ise "Bahçeli'nin sözlerini değerlendirmem doğru olmaz" diyebildi!
Oysa, "Böyle tehditlerle seçim olmaz, herkes seçmenin hür iradesine saygılı olmalıdır" demeliydiler!
***