Milli Güvenlik Kurulu'nun son toplantısından sonra yayınlanan bildiride "Türkiye'nin, insani bir mesele olarak ele aldığı Suriyeli sığınmacıların evlerine bir an önce dönmelerini sağlayacak güvenli bölge projesinin hayata geçirilmesine ilişkin samimi gayretlerini daha ileri adımlarla güçlendireceği belirtilmiştir. Milli güvenliğin sağlanması için gereken iradeyi ortaya koymakta tereddüt edilmeyecektir." denildi.
Türkiye, Suriye'nin kuzeydoğusunda, yani Fırat'ın doğusunda 20 kilometre derinlikte bir güvenli bölge oluşturur ve sığınmacıların bir milyonunu buraya yerleştirirse milli güvenlik sağlanmış mı olacak? Diyelim ki ABD, PYD'ye "20 kilometre geri çekil" diye talimat verdi ve proje uygulanmaya başlandı; o şeridin hemen altında, ABD destekli 110 bin kişilik orduya sahip PYD devleti ne olacak? Türkiye'nin himayesine mi alınacak?
***
Fehim Taştekin'in Al Monitor'da yayınlanan "Türkiye'nin Fırat'ın doğusu planları Trump'a bağlı" başlıklı yazısına göre, 21 Eylül'de yapılan brifingde Amerikalı orgeneral Christian Wortman ve "İslam Karşıtı Devlet Operasyonları Müdürü" Scott Naumann, "Türkiye ile Ortak Harekât Merkezi kurmamızın hedeflerinden biri, IŞİD'e karşı mücadeleyi engelleyecek planlanmamış askeri harekâtları sınırlandırmaktır" dediler.
Yani ABD ile müşterek harekâtın hedefi, Türkiye'nin Fırat'ın doğusuna ABD'nin öngörmediği bir askeri harekât yapmamasıdır! "Güvenli bölge" işte bunu sağlayacak!
Milli Güvenlik Kurulu'nda alınan karar da bu doğrultuda! Bu aşamada, 30 Eylül'de kaybettiğimiz Soner Polat amiralin ne diyeceği önemliydi. Zaten bu sebeple, yıllar önce devletin, Soner Polat gibi değerlerden faydalanması gerektiğini söylemiştim. Beraber katıldığımız televizyon programlarına, Milli Güvenlik Kurulu'na brifing verecek gibi hazırlanırdı. Allah rahmet eylesin.