Ablamın vefatı öncesi ve sonrasında birkaç gün Türkiye’de
meydana gelen üzücü olayları bir gazeteci yoğunluğu ile takip etme
imkânı bulamadım. Fakat en az gündemdekiler kadar önemli başka bir
konuda gözlemlerim oldu. Ayrıca uzman kişilerin bilgilerinden de
faydalandım.
Konu, kanser hastalarının son evresinde bakımlarının nasıl
yapılacağı!
Hastanıza evde bakıyorsunuz ama yemek yiyememek, su içememek,
vücudun çeşitli bölgelerinde şişkinlik gibi durumlarda, mecburen
onkoloji servisi olan tam teşekküllü bir hastanenin acil servisine
götürmek için ambulans istiyorsunuz. Ambulans geliyor ve
görevliler, hastanızı, onkoloji servisi olmayan, kanser tedavisi
hakkında da hiçbir tecrübesi bulunmayan, en yakın devlet
hastanesine götürebileceklerini söylüyor! Bunu kabul etmeyip, özel
ambulans çağırıyor ve kişisel bağlantılarınız sayesinde, bir
üniversite hastanesine gidiyorsunuz. Acil serviste, doktorlar
gereken müdahaleyi yapıyor ve iki üç günün sonunda “Artık
yapabileceğimiz bir şey yok, eve götürün, ne istiyorsa yapın!”
diyerek hastanızı çıkarıyorlar. Aynı hastanenin onkoloji merkezine
sevk etmiyorlar! Siz onkolojiye başvurursanız, “Artık bizim de
yapabileceğimiz bir şey yok, ağrı merkezine gidin” diyorlar. Ağrı
merkezine gidiyorsunuz, “doktor yok, olsa bile randevusuz hastaya
bakmaz” cevabını alıyorsunuz. Randevu istiyorsunuz, bir ay
sonrasına gün veriyorlar!