Tayyip Erdoğan, yine Lozan'ı eleştirerek "2016 yılında 1923 psikolojisiyle hareket edemeyiz. Biz o tarihteki konumumuzu korumayı korumak üzerine kuramayız" dedi. İfadesi böyle...
Neyi kuramayız?
15 Temmuz'u "ikinci kurtuluş savaşı" olarak nitelediğine göre, 1923 yılında kurulan devletin yerine de yeni bir devlet kurmayı tasarlıyor. Psikolojisi de budur, projesi de...
"Bize hep yalan söyleyen tarihi anlattılar" diyor. "Yalan Söyleyen Tarih Utansın" kitabının etkisinde kalmış... Bunlar ideolojik ezberlerdir, gerçeklerle bağdaşmaz.
Zaten Irak ve Suriye'deki parçalanmanın ardından, sıra, asıl hedef olan Türkiye'ye geliyor. Böyle bir zamanda devletin temellerini tartışmak, "kaostan yeni bir rejim çıkarmak çabası"dır ama bu gidişin sonu iyi değil, çünkü Türkiye'nin kullandığı askeri teknoloji, Batılı güçlerle doğrudan karşı karşıya gelinmesi halinde yetersizdir. Zaten, savaş araçlarını veren de onlar!
***
Ayrıca Erdoğan, doğru tespitten hareket etmiyor. Diyor ki "1914 yılında, 2.5 milyon kilometrekare olan topraklarımız, 9 yıl sonra 780 bin kilometrekareye düştü. Kurtuluş Savaşı'na girerken hedef Misak-ı Millî'ye sahip çıkmaktı. Dönemin şartları diye göstermek isteyenler olabilir. Bu bir yere kadar anlaşılabilir. Biz 780 bin kilometrekareye, 20 milyon kilometrekarelerden geldik."
9 yıl sonra yani 1923'te değil, dört yıl sonra, 1918'de Türklerin elindeki topraklar, Mondros Mütarekesi sonunda Ankara ve çevresiydi. 780 binin yarısı bile değildi... Osmanlı'nın ulaştığı sonuç buydu! Osmanlı, mütareke ile yıkılmıştı, yıkılmış...