Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Camiler ve Din Görevlileri Haftası" dolayısıyla Beştepe'deki sarayda düzenlenen törende yaptığı konuşmada "Müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta sabretmektir" demesinden sonra Diyanet tarafından hazırlanan ve 81 ildeki camilerde okutulan Cuma hutbesinde de "İçinde yaşadığımız bu aziz milletin ve bu müstesna toplumun değerini bilelim. Sevinci ve kederi, varlığı ve yokluğu paylaşalım." denildi.
Peki ama nereden çıktı bu yokluğu paylaşmak?
Bu sözlerle Türkiye'nin yokluk paylaşan bir ülke haline geldiği itiraf edilmiş olmuyor mu?
Devletin görevi, vatandaşını yoklukta sabretmeye alıştırmak değildir. Kaldı ki varlığı olan da paylaşmamaktadır. Zekât 40'ta bir olarak gösteriliyor ama onu bile dağıtan yok gibi... Üstelik Hz. Ebubekir döneminin sonuna kadar zekâtın beşte bir olarak uygulandığına ve devlet tarafından toplanıp dağıtıldığına dair bilgiler vardır