Düşünüyorum da... Yeni sistemin/rejimin ilânını 15 Temmuz'da yapsa mıydık? Hem darbeye karşı halkın direnişini, hem halkın "yüzde 52"sinin yeni rejimi/sistemi oylamasını birlikte kutlamış olurduk.
İki törenin bir arada yapılması, iki zaferi bütünleştirecektir.
R. T. Erdoğan izin verdi... Kendilerine 9 Temmuz itibarıyla "Başkan" diyebilirmişiz.
Böyle denmesi gerektiğini daha önce yazmıştım. Bir şey daha yazmıştım... Başkan sarayda oturur.
Cumhurbaşkanlarının oturduğu yere "köşk" demiyor muyduk? Şimdi iş büyüdü. Başkan'a saray yakışır. "Külliye" demekten vazgeçmeliyiz. "Rabia" nasıl tutturulamadı, külliye de tutturulamayacak. "Saray" denmesinden kaçınıldığı için "külliye" lafı çıkarılmıştı. Artık Başkan diyoruz, "Saray" da demeliyiz. Yeni rejimin/sistemin bazı adlandırmaları değişmeli...
Darbe bertaraf edilmiştir. Burada asıl rol oynayan halkımızdır ve halkımızı motive eden de kabul etmeliyiz ki, Recep Tayyip Erdoğan'dır. Çok şeyini tenkit edebilirsiniz ama, darbenin bertaraf edilmesindeki rolünü tenkit edemezsiniz. Dediğim gibi; iki "zafer" birlikte kutlanmalıydı.