İlim yolunda karşılaşılan güçlüklere bir örnek verilse, muhtemelen Prof. Dr. Hüsamettin Arslan verilir. Doktoraya başlayanların bazı hikâyelerini okumuştuk. Karşılaştıkları güçlüklerin her bir safhası sizi hayrete düşürüyor.Hüsamettin Arslan, farklı bir kişilikti. Nevi şahsına münhasır, diyebiliriz. "İtirazî" hüviyeti ve kendisince dosdoğru gördüğü prensipleri onu köşeleştiriyordu. Yahya Kemal'in "Acıların Tadı" yazısını okudunuz mu? Hangi kitabına alındığına bakmadım ama ben Dergâh'ta çıkan yazıyı okumuştum. Yahya Kemal daha girişinde der ki:"Siyah kitabı okuduktan sonra, zehir gibi acı bir ilâcı içmiş kadar ürperdim; bu ilâcı bütün acılığıyla bir an kalbim tadıyor, lâkin zâikam reddediyordu. Bu kitaptaki havanın hayali içinde bile uzun bir zaman nefes alamayacağımı anlıyorum, daha sakin bir göğe, daha tatlı bir rüzgâra, daha gözü okşar manzaralara ihtiyacım var; maamafih en temiz yürekli insanlar bile, zannederim, bu kadarcık hodgâmdırlar." ("Acıların Tadı", Dergâh, S. 4, 1 Haziran 1921.)Hüsamettin'in kitabı yazılsaydı, sonu istediği gibi bittiği için bütün acıların tat verdiğini okuyacaktık.Hüsamettin Arslan, önce İstanbul'da Eğitim Enstitüsü'nü bitirdi.