15 Temmuz, Türkiye'de hiçbir darbeye benzemeyen darbe... "Darbe teşebbüsü" demiyorum; darbe! Tsunamisi insanları yutuyor.
Yeni haber: OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu, komisyona yapılan 125 bin 600 başvurudan 3 bin 700'ü kabul, 46 bin 600'ü ret olmak üzere 50 bin 300'ünü karara bağlanmış.
Bu komisyon 17 Temmuz 2017'de kuruldu. Tam birbuçuk yıl önce. Kararlar yeni yeni veriliyor. O da devede kulak. Sihirli iki kelime: "Karara bağlandı!" Ne kararı? İnsanlara uçurumun dibi gösteriliyor!
125 bin "mağdur" var. (Siz bunlara "Ağaç kabuğu kemirenler" diyebilirsiniz.)
125 bin insan darbeci mi? Bu kadar insan "imam" dedikleri grup başkanlarından mı emir alıyor? (Maruf Cemaat'in iç örgütlenme şemasını da darbeden sonra öğrendim. Gruplara ayrılmışlar, her birinin başında bir başkan varmış, ona da "imam" diyorlarmış. Darbeden çok önce boşuna "Cemaatler... Tarikatlar... Aman dikkat!" deyip durmuyorum!)
Defalarca yazdım. Aç insanları düşünüyorum. Babalarının eline bakan boynu bükük çocukları düşünüyorum. Anneleriyle hapislerde çürümeye terk edilmiş sabîleri düşünüyorum. Cemaati de, tarikatı da, "imam"ı da, Pensilvanyalısı da cehennemin dibine gitsin! Bunların yüzünden ülkemizde fay kırıklarından geçilmiyor. İnsanları birbirlerine düşürdüler, herkesi birbirinden şüphe eder hâle getirdiler. Cahiliye Dönemi'ni hortlattılar; yetkiyi ellerinde tutanlara, "Ya bize yandaşsın, ya dört duvar arasında köşe beğen; savcıyı gönderiyoruz!" yolu açtılar! "Cehennemin dibine gitsin!" dedim... Zebanîler, bunları, cehennemi bile bozarlar diye kapıdan çevirirler!