Bugün kitap günümüz ama bir mektup vereceğim. Çünkü "adalet" arıyor. "Adalet" bekletilmemeli.
Cemaat'i besleyenler, Cemaat'in yanından geçenleri içeri tıktılar. Darbecilere ne ceza vereceksen ver; hatta idam et; biz de "Oh!" diyelim ama bütün dünyayı sarmış Cemaat'e hâlisane şöyle veya böyle bulaşmış, selâm vermiş insanları suçlayamazsınız. Eğer suçlayacaksanız, siz, karar merciindekiler! Evet, siz, hepiniz şimdi demirparmaklıklar ardında olmalıydınız. Çünkü Cemaat'e imkân sağlayan, yol açan sizdiniz. Cemaat Şefi'ne övgüde sınır tanımayan sizdiniz.
Çok mektup geliyor. Arada hatırlatmak gerekiyor. Hapishane idaresinin okuduğu bir "çığlığı" vereceğim:
"Silivri 2 nolu Cezaevi A4 koğuşundan Merhaba;
İçerde suçsuz bir şekilde adaletin gelmesini, gerçeklerin, suçsuzluğumun anlaşılıp çıkarılmayı bekleyeli 9 ay oluyor. 9 ay boyunca; gerek polisler kapıyı çalıp beni aldıktan sonra ifademi verdikten sonra, gerekse çıktığım mahkemelerde savunmamı yaptıktan sonra, ortada bir suç unsuru olmadığı için sürecin sonlandırılıp serbest bırakılmayı bekledim...
Adalet sistemimizin, bu geçen ve geri gelmeyecek olan zaman için, bize vurduğu bu 'suçlu' damgası için benim ve benimle beraber cezalandırılan 3 ve 8 yaşlarındaki çocuklarımın, eşimin, ailemin, sevdiklerimin, nasıl gönlümüzü alacağını merak ediyorum. 'Baba ben artık seni istiyorum, lütfen gel!', 'Senin kokunu çok özlemişim biraz daha sarılayım babacığım!', 'Baba senin yanına gelirken küpelerimi neden çıkarttılar?', 'Baba seni çok özlüyorum görmek istiyorum ama buraya gelmek istemiyorum, burası çok kötü sen de kalma burada' diyen çocuklarıma nasıl cevap verilir ben bilmiyorum. Beni burada aylardır tutanlar siz cevap verebilir misiniz onlara?