Elimde Şirazlı Sa'dî'nin "Hükümdarlara Öğütler" kitabı var. Yeni çıktı. (Prof. Dr. Nimet Yıldırım'ın tercümesi. Bilge Kültür Sanat Yay.).
Siyasetnamelere ve nasihatnamelere merakım fazla... Bu eserleri okuduğunuzda, İslâm ülkelerinde hak ve adalet anlayışı, şimdiki örnek gösterilen Batı ülkelerinden çok daha ileride olduğunu görürsünüz. Düşünün... İslâmın ilk yıllarında, devlet başkanları istişareyle belirleniyor. Hangi Batı ülkesinde bu örneği bulabilirsiniz? Sonra hükümdarlar enaniyetlerine teslim olunca, adalet terazisinin şirazesi kayıyor.
Sa'dî'nin ta 13. yüzyılda ortaya koyduğu "ölçüler"i yarın aktaracağım. Önce duyulması gereken bir çığlığı vereceğim.
Hakka riayet etmeliyiz. Şiraze kayarsa cemiyet bozulur. Cemiyet bozulursa ülke dağılır.
Defalarca yazıyorum... Asıl suçlular tespit edilmişse, asın onları... Türkiye'ye çok zarar verdiler. Daha ne diyeyim!
Fethullahçılığa kıyısından ucundan bilmeden değmiş veya fırsatçıların iftirasına uğramış insanların hapsedilmeleri, işlerinden atılmaları ne derece doğru?!. (Dönüp bu tarafa hiç bakmayan Devlet Bey bile, Saray'ın izinde yürüdüğü hâlde, "mağdurlar"dan bahsetmek mecburiyetinde kalmışsa, "Biz ne yapıyoruz!" diye düşünülmelidir!)
Tutuklu Cumhuriyet Savcısı Mehmet Takımsu ifadesinde şunları söylüyor:
"- Üniversiteye hazırlanırken F. Gülen'in dershanesine gitmedim.