Ak Parti Cephesi, Barolar Birliği'ni ele geçiremedikleri için çok kızgın. (Bundan sonra sadece hukuk dersleri verilen bir üniversite kurarlar. Öğrencilerini, "Ak Parti Cemaati" mektepleri hüviyetine soktukları imam hatip liselerinden alırlar, kendi kadrolarını yetiştirirler. Başka türlü Barolar Birliği fethedilemeyecek. Bu fikrimi yabana atmayın ey Ak Parti Cemaati! Bir kanun hükmünde kararnameye bakar!)Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu'na "Kapım ona kapalı." dedi. Daha önce de "aç-kapa" yapmıştı. Devleti yönetenlerin, halka: "Ya bendensin, ya hiçsin!" demeleri mümkün mü?Ama bu ayırım dibine kadar yapılıyor. "Benden olmayan, beni hiç ilgilendirmez." denilebiliyor. "Siyasî İslâmcılar"ın, "Sadece biz varız, bizden berisi ve ötesi olamaz!" sapkınlıkları çok üzücü. Bu sapmalar yüzünden, kendileri değil; asıl "din" tartışmaya açılıyor. Ak Parti fetvacıları, daha önceleri, "hakkaniyet" üzerinde durmuşlar, makul izahlar da getirmişlerdir. Sonra "din" bile "tek adam"a ircâ edilince, fetvalar yeniden elden geçirilmeye ve "tek adam" üzerinden verilmeye başlandı!Bu tür sapmalar halk arasında "kıyamet alâmeti" gösterilir. DİB Din İşleri Yüksek Kurulu, 15 Aralık 2012'de, küçük ve büyük kıyamet alâmetlerini açıklamış ve küçük kıyamet alametlerini şöyle sıralamıştır:"Din ve inanç hakkında bilgisizliğin yaygınlaşması, içkinin çokça içilmesi, fitne, öldürme ve kargaşanın çoğalması, maddî refahla birlikte kanaatsızlık ve nankörlüğün artması, Allah rızası yerine çıkar ve menfaatlerin ön plana çıkması..." Yaşı müsait olanlar bir düşünsünler... RTE/AKP öncesi mi bu belirtiler daha fazla görüldü, RTE/AKP hükûmetleri döneminde mi?