A. Gül ve A. Davutoğlu öyle konuştular ki, hedef doğrudan kendisi.
Gül de Davutoğlu da öyle yabana atılacak, Ak Parti'nin yılmaz savunucularının saldırılarıyla sindirilecek isimler değiller. İkisi de bu partinin temel direkleri idiler. Şimdi, ayrı ayrı parti kuruyorlar.
Abdullah Gül, asıl AKP'nin önünü açan isim. 2000 yılında, Fazilet Parti'nin kongresinde görünürde Recai Kutan, perde arkasında Erbakan karşısında 633-521 gibi beklenmedik az bir oy farkıyla genel başkanlığı kaybedişi, Ak Parti'nin kurulmasının önünü açmıştır. Ve daha ötesi Ak Parti içinden çıkan cumhurbaşkanı... Cumhurbaşkanlığından sonra partiye gelir, genel başkan olur korkusuyla, Gül'ün vazifesinin resmen tamamlanmasından bir gün önce kongreye gittiler. Bu tavır, partisine bu kadar emek vermiş, R. T. Erdoğan'ın önünü açmış bir şahsiyete karşı menfi tavrı gösterir mi, göstermez mi?