1 Kasım, Latin harflerinin kabulünün 91. yıldönümüydü. Her yıl alfabe tartışması alevlenir. Bir kesim "Ah İslâm alfabesi!..." der, bir kesim "Ah Atatürk devrimleri!..."
Ne o, ne o!
İslâm cihanşümuldür. Kur'ân Arabistan'da inzâl olunmuştur. Hz. Peygamber'in doğduğu yerde Arapça konuşuluyordu. Kur'ân dili de ister istemez Arapçadır.
Hz. Peygamber'in doğduğu yerde, sağdan sola yazılan bir yazı sistemi kullanılıyordu. Kur'ân-ı Kerîm ister istemez bu yazı sistemiyle kayda geçirildi. (Bu sistemi Arapların kendi icatları değildir; Fenikeliler ve Hirelilerden öğrenmişlerdir.)
"Atatürk Devrimleri" deyip, bir başka "inanç" icat etmeyelim. Arap harfleri (Dikkat! "Kur'ân harfleri" demiyorum!) Türkçe için kifayetsizliği hep tartışılagelmiştir. 1928'de neşter derin vurulunca, kültür uzuvları bir anda felç olmuş, iyileşmesi uzun zaman almıştır. (Hatta iyileştiği de söylenemez.)
Arap harflerin kutsamayalım. Arap harfleri kullanılagelseydi, elbette Kur'ân okuma kolaylaşacaktı. Arap harfleri Türkçe için yetersiz kalınca, sesleri karşılamak için yeni harfler eklenmiştir.