Bakü yönetimi neden Moskova'da kesin tavır koyamadı? 10 saat görüştüler, Moskova (hâliyle Ermenistan) ne diyorsa o oldu. (Üç kişinin oturduğu o kocaman yuvarlak masanın hâkimi Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'du. Lavrov ise bir Ermeni. Gerisini düşünün siz!)
Rusya, Kafkasya'ya en çok müdahil olan ABD ve Fransa ile aynı çizgide. Putin Batı ülkeleriyle de karşı karşıya gelmeyeceğini bilerek Ermenilerin soluk alması için "ateşkes"i dayattı. Savaş Ermenistan topraklarında olmuyor, diyerek zımnen Karabağ'ın Azerbaycan içinde olduğunu teyit eden Putin, beklenen tavrını ortaya koydu ve iki tarafı tetikte tutmak için manevrasını yaptı.
Allah'tan Türkiye devredeydi ve işgaldeki toprakların hiç olmazsa yüzde 20'si kurtarıldı. Azerbaycan'ın "Hariciye Nazırı" ateşkes görüşmeleri için Moskova'ya uçarken, Türkiye ile istişare edilmiş miydi? Hiç ihtimal vermiyorum. Türkiye ile istişare edilse dahi, Ankara'nın ne istediği belli... İşgaldeki bütün topraklardan Ermeniler çekilmelidir. Moskova'da bunu isteyin, demiştir veya diyeceği bilindiği için hiç görüşülmemiştir. Ankara'nın sonraki açıklamalarının satır aralarında hoşnutsuzluğu okumak mümkün. Her şeye bir lafı olan "Reis" "ateşkes" için hiç söz etmedi. Bu da hoşnutsuzluğunu gösteriyor.
İlham Aliyev'in ikircikli tavrı, Türkiye'yi idare etmeye kalkışması, gel-gitleri, Azerbaycan halkını giderek yönetime tavır almaya sevk edebilir.
Size Azerbaycan'dan bir haykırışı vereceğim. Bu haykırışı vermeden önce bir not düşmek istiyorum. Kendilerini "İslâmcı" tesmiye eden, bu adlandırmayla neyi anladıkları meçhul bazı kasıtlı yazarlar Azerbaycan-Ermenistan savaşında bir tarafı "Türk" olarak değil "Müslüman" olarak adlandırıyorlar. "Müslüman" dediğinde bütün Müslümanları bir taraf olarak gösteriyorlar ama karşısındaki "düşman"ı niye "Hristiyan" değil de "Ermeni" diye adlandırıyorlar!
Bu tiplerin "Türk"le meselesini sadece bu örnekle anlayın.