"An itibarıyla toplantıdalar.", "An itibarıyla yola çıktılar.", "An itibarıyla buraya damlamış olacaklar.", "An itibarıyla uçaklarımız Kandil'i bombalıyor."
"An itibarıyla..." sözünü çok sevdik. Uysun uymasın kullanıyoruz. Ama ben başlığı doğru attım: An itibarıyla bizim asıl asıl meselemiz "Misak-ı Millî" olmalı. Musul ve Kerkük Misak-ı Millî'nin olmazsa olmazıydı ama alamadık. Savaşmak zorunda kalacaktık. Misak-ı Millî'yi hedefe koymalı ve her platformda dile getirmeliyiz.
Kerkük'e uzanamamamız için araya tampon koyuyorlar. PKK'yı sınıra diziyorlar. Barzanî'yle el sıkıştırıyorlar. Koskoca Türkiye yok yok; PKK çapulcusuyla, Barzanî avanesi var.
Bu kalem, ilk gençliğinden biri Ayasofya'nın mücadelesini vermiştir. İnsan olgunlaşınca, muhakeme yürütünce duruluyor ve "Biraz düşünelim." diyor.
Meselenin bir yönü; Ortodoksların kutsalı Ayasofya bizim. Camiye çevirdik diyoruz ama pek değişen bir şey yok... Birkaç halı sereceğiz, ikonaları karartacağız veya perdeleyeceğiz, daha önce hemen yanda hünkâr mahfilinde namaz kılarken, içeri gireceğiz, salonda namaz kılacağız. "Müze" deniyordu, artık "cami" denecek.
Bir "An itibarıyla..." daha çekeyim... Bakmayın siz hükûmet edenlerin "Ufuklara ışın gönderdik, fezayı bile aşıyoruz; yolumuz açık..." nutukları atmalarına. Gelecek puslu.