Burada Alparslan Türkeş örneğini verdim. 27 Mayıs 1960 Darbesi'nin "kudretli albayı" idi. Darbe sonrası için planı olan da tek o idi.
Türkeş, darbe akabinde, tutuklamaların sınırlı tutulmasını istemişti. Sözlerini daha önce verdim, tekrar vereceğim:
"Nelerle uğraşıyoruz. Yassıada'da 'bebek davası', 'köpek davası' konuşuluyor. Yassıada'yı milletvekilleriyle doldurduk. Arkadaşlar 'Bunları adalete vereceğiz, kanunlara uyacağız' diyorlar. Biz kanunla mı geldik? İhtilalin kanunu mu olur? Niye üç yüz, beş yüz kişi? Asıl sorumlular yirmi kişiyi geçmez. Bizim derdimiz bunlar. Ben arkadaşlara, 'Biz o yirmi kişinin cezasını verelim, gerisini serbest bırakalım. Sorumluluğu ben üzerime alırım,' dedim, yanaşmadılar." (Aydemir Balkan, "Tanıdığım Eşsiz İnsanlar, Tarihçi Kitapevi, s. 131).
Ak Parti'nin sözünü esirgemeyen milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, Darbeyi Araştırma Komisyonu Başkanvekili olarak, suça bir kriter getirilmesi gerektiğini ısrarla vurgulamıştır. Onunla konuşmamı üç gün yayınladım. ("Selçuk Özdağ bana anlattı", Yeniçağ, 19, 20, 21 Mart 2017).