Barzanî'nin hedefi, iç çekişmelerde tartışmasız birinci olmak. O da biliyor ki, referandum hiçbir şeyi ifade etmiyor. Halka beklenmedik bir heyecan yükleyerek, bütün dikkatleri üzerine çekmek istiyor; çünkü, iç sıkıntı büyük... Şu anda başkanlığı bile tartışmalı. Seçim yaptırmıyor. Muhalif partilere büyük baskı uyguluyor, milletvekillerini mahallî meclise bile sokmuyor.
Türkiye veya İran hafif tavır koysa, meselâ bizden geçen boru hattında bir arıza çıksa, para akışı duruyor, memurlarının aylığını bile ödeyemiyor.
ABD ve Avrupa ülkeleri onu kurtaramaz. Washington, Avrupa merkezleri, referandumu yap der gibi, dillerinin ucuyla yapmasan iyi olur lafları ettiler. Çok açık konuşan Tel Aviv'dir: "Yürü yiğidim. Arkandayız. Yap referandumunu!"
İsrail yönetiminin bu gaz vermesini hazmedebilecek bir "Kürt" düşünemiyorum.
Gerçekleri gören iyi niyetli Yahudileri ayrı tutuyorum, Siyonistler öteden beri Barzanîler üzerinde ince hesaplar yapıyorlar. Bu çok açık... Geçmişte neler olduğunu, ilk ağızlardan açıklandı. Girdiğinizde yığınla bilgi buluyorsunuz. Biz de temas etmiştik.
Mesud Barzanî, 1980'li yıllardan itibaren Türkiye'nin desteğini alıyordu. Turgut Özal, Mesud'a da, Abdullah Öcalan'ın "Mam Celal"i (Amca Cemal'i) Talabanî'ye de kırmızı pasaport vermişti. Türkiye olmadan bir Barzanistan bir Talabanistan olamayacağını bilmeyecek kadar kendilerini kaybetmemeleri gerekirdi. İran tarafı kapılarını açsa bile İran'la ilişkiler, onların İsrail'e ve tabiatıyla ABD'ye uzanan yollarını keser. Suriye dersek, son derece karmaşık ve ne olacağı belirsiz. Eğer oranın etnisitesine güveniyorsa, PKK, ABD'nin açık desteğiyle, kendilerine yakın bütün grupları sindirmiş, kaçırmış durumda. Barzanîleri hiç mi hiç istemezler. "Büyük Kürdistan" onların asıl emeli... Aşiret yapılanmaları, PKK'nın hedefindedir. (İslâm uleması aşiretçilik üzerine gitmeliydi. Gitmiyor! Aşiretçilik din için de bir tehlike... Marxist PKK, İslâm ulemasının önüne geçiyor! "Asabiyet" nerede olmalı? Önce onu düşünmek gerek.)